Davacı anne, ortak ve velayeti kendi üzerinde olan çocuk ile kendi soyadlarının farklı olmasından dolayı sorunlar oluştuğunu ileri sürerek konuyu yargıya taşımıştır.

Yerel Mahkeme; TMK md. 27 ve Anayasanın 20. maddesi gereği velayeti anneye verilen çocuğun soyadının haklı neden olması durumunda değiştirilme talebinin kabul edilebileceğine karar vererek davacı anneyi haklı bulmuştur. Fakat karar davalı kurum tarafından Yargıtay'a taşınmıştır.

Yargıtay verdiği kararda:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; evlilik birliği içinde doğan çocuğun evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annenin ikinci evliliği nedeniyle kazanmış olduğu soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Türk Hukuk Sisteminde evlilik birliği içinde doğan çocuğun, babasının soyadını alabileceği veya içtihatlarla gerçekleşen duruma göre boşanma sonucu velayeti kendisine verilen annenin bekarlık soyadının çocuğun üstün yararının bulunması halinde alabileceği ve bu konuda başkaca bir yasal düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken kanun hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." diyerek annenin talebini yerinde bulmamıştır.

Bu karar; velayeti annede olan çocuğun yeni kocanın soy ismini almasına müsaade etmemiştir.