Dünkü haberimizden sonra çok sayıda mesaj aldık. Bunların içinde MEB'in çeşitli kademelerinde görev yapan insanlarımız da bulunmakta. Ben alınıyor muyum? Şu il değişiyor mu? Deniz manzaralı olan il mi? sorular ve sorular uzadıkça uzuyor...

Hatta daha ileri giderek il sayısını soranlar bile oluyor... O yüzden bu açıklamayı yapma gereği hasıl olmuştur. Her zaman belirtiyoruz memurdavalari ailesi   özellikle hukukçu ve öğretmen arkadaşlarımızından oluşmaktadır. Sayı olarak öğretmen arkadaşlarımız çoğunluktadır. İşimiz gereği bir çok bakanlıkla iyi ilişkilerimiz bulunmaktadır ve bizlerin anlayışı her zaman iyi ilişkiler kurmak üzerinedir.

Milli Eğitim Bakanlığında bizleri seven, bizlerin sevdiği ve saydığı insanlar bulunmaktadır. Biz hiçbir zaman için 14-24 -34 gibi milli eğitim müdürü değişecek gibi bir iddiada bulunamayız bu şekilde bir rakam da bizlere belirtilmemiştir. Fakat şunu açıklıkla kamuoyuna duyurmakta fayda görüyoroz; MEB'in pilot koltuğunda Prof. Dr. Mahmut Özer oturmaktadır ve önceki bakan Prof. Dr. Ziya Selçuk'tan farklı bir insandır. Ziya Selçuk kendi kadrosunu dahi kuramamış bazı baskı gurupları karşısında sessiz kalmayı tercih etmiştir. Mahmut Özer ise baskı guruplarına pabuç bırakmayacak kadar gözü karadır ve kendi ekibini kurduğuna da tüm kamuoyu şahittir. 

Biz şu il bu il diyerek kişi ve il isimleri de veremeyiz. Çünkü bu durum isimlerin ortaya atılması olur ki biz bunu doğru bulmuyoruz. Yapan arkadaşlara da bişey diyemeyiz. Fakat biz ya-pa-ma-yız...

Sadece şunu diyebiliriz ki çok sayıda değişim olacağını biliyoruz... Sadece il müdürleri mi? Yetmeyeceğini özellikle ilçe müdürlüklerinde değişim yapılması gerektiğini, bir çok ilçe müdürünün görevine havadan geldiğini hatta siyasi olarak hükümete bile yakın olmayıp amcammmıınn, abimmmiinn sayesinde diyerek o makamları işgal ettiklerini biz değil tüm kamuoyu bilmektedir. İlçe müdürü vasfı taşımayan onlarca insan görevde olunca siz istediğiniz kadar il müdürü değişimi yapın başarı sağlayamazsınız.

Bir ilimize gidiyoruz dert çok, anlatıyorlar, anlatıyorlar dinliyoruz. İlçe müdürlüğü binası deniz manzaralı anlatılanlara inanasımız gelmiyor, bir diğeri amcası sayesinde ilçe müdürü olmuş diğeri o aileye akrabaymış halk eğitim merkezi müdürü yapılmış. Uzadıkça uzuyor...  Vasıf ne mi? Abisinin olması diğerinin ise bir aileden olması. Öyle atama olursa işte böyle olaylar olur. Sonra el mahkeme dosyalarındaki ifadeleri bizlere okuyun görün diye uzatır. MEB'e dair bir şey var mı? Hİçbir şey, tabi ki... Akrabası olanı müdür yapmışlar kendi müdür yardımcısı hakkında lavoboya gitse tutanak tutmuş, bahçeye çıksa tutanak tutmuş, işi gücü kurum huzurunu bozmak. Tutmuşlar bu kişiyi halk eğitim gibi bir yere müdür yapmışlar. Gerisini yazmıyoruz bilen biliyor zaten. İlla il ismi vermemize gerek yok ki. Bakanlıkta aklı selim gerçekten ülkemizin geleceğini düşünen onurlu insanlar bulunmakta ve onlar bu durumları biliyor. 

Kısacası biz il ya da ilçe ismi veremeyiz, vermeyeceğiz. Fakat MEB, il milli eğitim müdürü değişimlerini ilçe müdürü değişimleriyle desteklemek zorundadır. Yoksa başarılı olması mümkün değildir. Sadece il müdürünün gücünün her şeye yetemeyeceği açıktır.

Son olarak MEB koridorlarında il ve ilçe müdürlüğü kapmaya çalışan arkadaşlarımıza da seslenelim: Ne oldu da anlayışımız değişti? Biz ki görev istenmez verilir anlayışını atalarından öğrenmiş milletiz. Lafa gelince atalarımız der reklam yapmaya çalışırsınız. Bakın gerçekten ülkemize hizmet etmek istiyorsanız size bir önerimiz var. O koltukları gerçekten hakedenlerin doldurması bu ülkeye en büyük hizmettir. O yüzden amcalarınızı, abilerinizi bırakın kendiniz olun tabi olabilirseniz. Zaten amca ve abileriyle oturanlar hükümet sayesinde bir yerlere gelip memuriyetleri ya da çıkarları değişince bu sefer başka partilerin şemsiyesi altına giriyor. Neden mi? Eeee ordan alacağım bitti birazdan buradan alıp işime bakayım diye. Lütfen ülkeye yazık etmeyin. Liayakatli insanların önünü açın... 

Açarmısınız, sanmıyoruz. Ama birileri sizi yakında o koltuklardan ederse şaşırmayın... Hadi düşünün şimdi!