1. GÜN(9 Ağustos 2021 Pazartesi): Hafif bir boğaz ağrısı var. Acaba üşüttüm mü diye düşünüyor insan. Çünkü bildiğiniz üşüttüğünüzde yaşadığınız boğaz ağrısı bulunmakta. Koku ve tat duyusu yerinde duruyor.

2. GÜN(10 Ağustos 2021 Salı): Gece üşüme belirtileriyle ateşlendiğinizi anlıyorsunuz. Hafif soğuk terleme oluyor. Sabah kalktığınızda boğaz ağrısı ve baş ağrısı buluyorsunuz kendinizde. Fakat yine de şunu düşünüyorsunuz iyi soğuk almışım. Koku ve tat duyusu hala yerinde durmakta. Salı gece saat 20.00 gibi PCR testi veriyor ve beklemeye başlıyorsunuz. 

3. GÜN(11 Ağustos 2021 Çarşamba): Saat 01.30 gibi maalesef pozitif olduğunuzun haberi mesajla geliyor ve mesajda izolasyona alındığınız bildiriliyor. Sabah 9.00 gibi 03129121453 nolu Ankara kodlu bir telefondan aranıyorsunuz karşınızdaki bayan durumunuzu soruyor sağlık ekiplerinin size ilaç getireceğini belirtiyor. Siz şiddetli baş ağrınızın olduğunu ağrı kesici talep ediyorsunuz Sağlık Bakanlığı sadece favipiravir gönderiyor diyor. Bunda haklılar, aslında amacımız bir doktora gerekli ilaçları yazdırmalarının(reçete ettirmesi) sağlanması bir tanıdığımız sayesinde de o ilaçları eczaneden ücretini ödeyerek kendimiz aldırmak.

Saat 10.45 gibi bir sağlık çalışanı size favipiravir adlı bir kutu ilaç bırakıyor(bu kişinin sağlık çalışanı olmadığı kargocu olduğunu söyleyenlerde bulunuyor). Bu ilaçtan ilk gün sabah 8 tane akşam 8 tane diğer günler sabah 3 akşam 3 almak üzere toplamda 40 tablet kullanıyorsunuz. Saat 16.45 gibi aile hekiminizin yanındaki hemşire sizi arıyor. Nasıl olduğunuzu soruyor. Diyalog aynen şöyle: 

Hemşire: Covid olmuşsunuz. Nasılsınız?

Hasta: Maalesef. Çok iyi değilim ama kötü de sayılmam

Hemşire: İlacınız geldi mi(İlaçtan kastı favipiravir)? Başka ilaca ihtiyacınız var mı?

Hasta: Evet o geldi fakat bana ağrı kesici, mide koruyucu yazabilirseniz sevinirim.

Hemşire: Ben hemşireyim yazamıyorum

Hasta: Biliyorum hanımefendi yazamadığınızı doktora söyleseniz o yazar.

Hemşire: Şimdi siz karantinadasınız ya o yüzden size ilaç yazamayız cezalı duruma düşeriz. Bu hasta dışarı mı çıktı denilir.

Hasta: Öyle saçmalık mı olur? İnsanların eşi var dostu var akrabası var siz kodu verirsiniz bana birisi alır getirir kapıma bırakır hanımefendi.

Sonrası sessizlik, görüşürüz, görüşürüz, bir şey olursa arayın temennisi daha ne olacaksa artık…

4.GÜN(12 Ağustos 2021 Perşembe): Şiddetli böbrek ağrısı ve bel ağrısı görülüyor. Baş ağrınız devam ediyor verilen ilaçtan olsa gerek sürekli uyuyorsunuz. Bu arada tat değil ama koku duyunuz yok olmuş oluyor. Sağlık çalışanlarımızdan arayan soran maalesef yok. Sevenlerimiz olmasa bir parol bile alamayacağız. İşte insan değeri işte covidle mücadele… 

5.GÜN(13 Ağustos 2021 Cuma): Sabaha karşı terlemeyle uyanıyorsunuz. Üst değişiminden sonra derin uyku ve gün boyu ağrılarınızın nerdeyse bittiği görülüyor. Özellikle o şiddetli baş ağrısından eser yok. Sağlık çalışanlarımızdan yine arayan soran yok… Covidle mücadele ederken anlaşılan o ki Samsun ili unutulmuş… Hâlbuki balkonlarda sağlık çalışanları için alkış tutmuştuk. Parol denen 6 TL’lik ilacı bile alamadık. Sağ olsun sevenlerimiz alıp kapımıza bıraktılar…  

6. GÜN(14.08.2021 Cumartesi): Koku alma duyusu hala yok. Baş ağrısından neredeyse eser kalmamış fakat bugün kendinizi halsiz hissediyorsunuz. Sağlık çalışanlarından hala ses yok… Sağlık çalışanları derken özellikle doktorlarımızı kast ettiğimizi belirtmemize gerek yok sanırım…

7. GÜN(15.08.2021 Pazar): Bugün hafif bir kırgınlık hissettiğiniz gibi koku duyunuzun hala olmadığı görülüyor. Sağlık çalışanlarımızdan hala haber yok :) anlaşılan o ki ses de çıkmayacak. Bizde bundan sonra balkonlarda alkış tutmayız onlar için ne yapalım yani :)

Not: Aynı hastalığı beraber geçirdiğimiz bir Avukat arkadaşımızla konuyu paylaştığımızda Ankara ilinde durumun böyle olmadığını sürekli aranıp sorulduğunu hatta hemşirelerin bile değil doktorlar tarafından arandığını belirtmiştir. Sanırım bizimkisi Karadeniz’in makus talihi…