Eyüpsultan'daki kazayla ilgili soruşturmada hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak ve en yakın karakola imza verme şartı getirilen Bülent Cihantimur, Şişli Polis Merkezi'ne geldi. Aracından indikten sonra gazetecileri gören Cihantimur, işlemlerini yapmadan tekrar aracına binerek ayrıldı.

SORULARA CEVAP VERMEDİ

Eyüpsultan'da Oğuz Murat Aci'nin öldüğü kaza sondası 17 yaşındaki sürücü T.C. ile annesi Eylem Tok önce Mısır'a sonrasında ise ABD'ye kaçmıştı. Soruşturma kapsamında baba Bülent Cihantimur'e ise yurt dışına çıkış yasağı ve en yakın karakola giderek imza verme şartı getirildi. Bülent Cihantimur adli kontrol uygulaması kapsamında işlemleri için Şişli Polis Merkezi'ne geldi. Cihantimur, polis merkezi önünde bekleyen gazetecileri görünce yardımcısıyla birlikte geri döndü. Geldikleri minibüse binen Bülent Cihantimur "Neden kaçıyorsunuz? Aileyle görüştüğünüz kan parası konuştuğunuz söyleniyor doğru mu?" sorularını yanıtsız bıraktı. Cihantimur işlemlerini yapmadan hızla polis merkezinden ayrıldı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Eyüpsultan'da 1 Mart günü saat 23.50 sıralarında 17 yaşındaki T.C.'yi seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpması sonucunda bir kişi ölmüş, birden fazla kişi yaralanmıştı. Olay sonrası T.C., annesi Eylem Tok tarafından önce Mısır'a ardından ABD'ye kaçırılmıştı.

Yazar Eylem Tok'un oğlunun karıştığı ölümlü kaza gündemdeki sıcaklığını korumaya devam ederken kaza öncesinde ve hemen sonrasında yaşananların güvenlik kamera görüntüleri ortaya çıktı. Kazadan önce her şeyin yolunda olduğu ve Eylem Tok ile oğlu T.C ve arkadaşlarının hep birlikte yemek yediği, restoranın güvenlik kameraları tarafından kayda geçti. Yemeğin ardından T.C ve arkadaşları hep birlikte mekandan ayrılarak yola koyuldu. Otoparktan art arda çıkan 2 araçtan birinin sürücüsü 16 yaşındaki T.C olarak kayıtlara geçerken bir diğer otomobili süren kişinin de reşit olmadığı öğrenildi.

YOLDA HİÇ ÇEVİRMEYE TAKILMADILAR

Mekandan çıktıktan sonra bir petrol ofisinde duran çocuklar araçları park ettikten sonra alışveriş yaptı. O anlarda güvenlik kameraları anbean kayıttaydı. Göktürk gibi araç trafiğinin yoğun olduğu bir bölgede akşam saatlerinde ehliyetsiz şekilde araç kullanan 2 kişinin hiç polis çevirmesine takılmaması da 'trafikte daha sıkı önlem' alınması gerektiğini gözler önüne serdi.

TEK ŞERİTLİ KARANLIK YOLDA LÜKS ARAÇLA YARIŞ

Petrol ofisindeki alışverişlerini tamamladıktan sonra tekrar otomobillere binerek hareket eden ehliyetsiz sürücüler Kemerburgaz istikametine doğru giden çocuklar, Bahçeköy yoluna saparak Belgrad ve Fatih Ormanları'nın tek şeritli, kıvrımlı yollarında süratle seyrederek birbirleri ile yarışmaya başladı. Ehliyetsiz sürücülerin, gecenin geç saatlerinde kaza adeta geliyorum dedi. 16 yaşındaki T.C.'nin frene basmasıyla otomobil kaydı ve savrulan araç yol kenarında duran ATV'li kişilere çarparak her birini bir kenara savurdu. Feci olayda yaralanan 5 kişiden biri olan 29 yaşındaki evli ve 1 çocuk babası Murat Aci can vermişti.

AMBULANS YERİNE ANNESİNİ ARADI

Yaşanan korkunç kazanın ardından ehliyetsiz sürücüler, polis ve sağlık ekiplerine haber vermedi. T.C. annesini arayarak durumu bildirdi. Eylem Tok'un kazadan haberdar olduğu ve olay yerine ulaşmaya çalıştığı anlar kameralara yansıdı. Tok ve Bülent Cihantimur'un çalışanı Ayşe Ceren Saltoğlu'nun mekandan hesap dahi ödemeden ayrıldığı ve koşarak araçlarına bindiği görüldü. Tüm bunlar yaşanırken mekanın önünde bekleyen polis otomobili göze çarptı. Ancak Eylem Tok olan biten her şeyden haberi olmasına rağmen polise haber vermek yerine kaza yerine hareket etti.

SALTOĞLU'NUN İFADESİNİ GÜVENLİK KAMERALARI YALANDI

Yaklaşık 15 dakika içerisinde kaza yerine gelen Eylem Tok, yaralılara yardım etmek yerine kazazedelerin cep telefonlarını topladı ve çocukların hepsini toplayarak olay yerinden kaçtı. Geçtiğimiz haftalarda tutuklanan Ayşe Ceren Saltoğlu, kaza anına ait ifadesinde "Saat 23.00 sıralarında Eylem hanımın telefonu çaldı. Anladığım kadarıyla şoförü ile görüştü. Ancak ne konuştuklarını duymadım. Telefon görüşmesinden sonra Eylem hanım biraz panik içindeydi ve bana, 'araba nerede' diye sordu. Masadan kalkınca bana 'Oğlum Timur'u alacağız' dedi. Ben de işverenim olduğu için fazla sorgulamadım. Restorandan çıkıp kendi aracıma bindik. Aracı ben kullandım. Eylem hanım yanımda oturup bana yolu tarif etti. Sonrasında sürekli telefonu çaldı. Görüşmeler yaptı. Ben yola odaklandığım için ne konuştuklarını duymadım" demişti. Ancak ortaya çıkan restorandaki güvenlik kamera görüntüleri Saltoğlu'nu yalanlar nitelikteydi. Saltoğlu'nun yanında yaşanan onca olaya rağmen hiçbir şeyi sorgulamama ihtimali zayıf görünüyor.

BABA İFADE VERDİ

Olayla ilgili baba Bülent Cihantimur da geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında "şüpheli" sıfatıyla "suçluyu kayırma" suçundan ifadesi alındı. Cihantimur, kazayla ilgili İstanbul Adalet Sarayı'nda verdiği ifadede "Eylem Tok, 13 yıl önce boşandığım eski eşim olup; oğlumun annesidir. Kazanın gerçekleştiği gün, uzun süren bir ameliyat sonrası evime gidip uyudum. Eski eşim Eylem Tok'tan gelen telefon ile kazadan haberdar oldum. Kazadan yaklaşık 1,5 saat sonra Eylem Tok beni aramış. Bana telefon geldiğinde saat gece yarısıydı. Evim Mecidiyeköy'de, kliniğe çok yakın. Hemen bir taksiyle eski eşim Eylem ve oğlumun beraber yaşadıkları eve gittim. Oğlum üst kattaydı, şoktaydı ve konuşabilecek durumda değildi. Eylem de o sırada ev içinde dolaşarak telefon görüşmeleri yapıyordu. Oğlumun durumunu iyi görmediğim için onu öncelikle muayeneye götürüp acil müdahale gerektiren bir durumu olup olmadığını anlamak istedim." dedi.

"OĞLUM TÜRKİYE'DE YARGILANMAYI KABUL EDER"

T.C'nin babası Cihantimur, ifadesinde "Bu sırada kazada yaralı ya da ölü olduğu tarafımca da bilinmemekteydi. Eylem'in telefonunu kapattım ve öncelikle şokta olan oğlumun acil müdahale gerektiren bir sağlık sorunu olup olmadığını anlayalım, sonra da ehliyeti olmadığı için avukatlara bilgi verip yapılması gerekenleri yapalım dedim. Oğlumu alıp orada bulunan elektrikli aracı kendim kullanarak, kliniğe gitmek için yola çıktım. Bu sırada şirketimiz çalışanlarından Ayşe Ceren S.'yi bahçede gördüm. "Oğlum, 16 yaşında; alkol, madde kullanmayan, kötü alışkanları olmayan bir çocuktur. Oğlum o gece yaşadığı şokun etkisinden çıktığında Türkiye'de yargılanmayı ve yaptığı bu hatanın hukuki bedelini ödemeyi kabul edecek bir çocuktur." sözlerini sarf etti.