Bir uzman çavuş, mesleğini bırakalım bir kenara her şeyden önce bir insan, bir eş, bir baba, bir evlat... Tedavi olmaya gittiği sağlık kurumunda şiddete uğruyor yetmezmiş gibi iftira ve sağlıkta şiddet yasasının kötü niyetli kullanımı nedeniyle açığa alınıyor. Allahtan ki kamera görüntüleri ortaya çıkıyor ve konu aydınlanıyor. Mağdur doktor değil tersine Uzman Çavuş. Her olayda kayıtsız şartsız doktorları arayan, geçmiş olsun dileklerini ileten Fahrettin Koca'dan ise şimdilik bir açıklama yok... Sağlık Bakanlığının başına insan haklarına saygılı bir hukukçunun atanması elzemdir.

Muğla'daki doktor(?) şahsın başka görüntüleri de ortaya çıkıyor bir teyzemize uslubu davranışları ortada... Kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bu tür şahısların doktorluk gibi kutsal bir mesleğe yakışmadığı ortada açığa alınma değil  meslekten atılması ise kamuoyunun tek temennisi. Öncelikle şunu da belirtmek isteriz ki vatandaşa çok değer veren, kendi ailesinden biri gibi gören doktorlarımızın olduğu da unutulmamalıdır. Onları üzmek, kırmak asla istemiyoruz… Bandırma Devlet Hastanesinde hemşire ve başhekim doktor olduğu düşünülen şahıslara “hastayı kabul etmemişsiniz” diyor anestezi doktorlarından başhekime feveran geliyor hem hastayı muayene etmiyor hem de başhekime posta koyuyor bunun mazereti olamaz olmamalıdır. Bandırmadaki başhekime üstün hizmet madalyası verilmelidir. Bu tip doktorlarımızın olması vatandaşımızın tek temennisidir.

Muğla'daki olay için Uzmanlar Federasyonu Başkanı Ali Tilkici'nin açıklamaları çok vahim. Uzman Çavuşumuza ameliyethanede deri altı iğnesi uygulanırken yanlış yapılıyor zarar veriliyor, gözü dahi kapatılmayarak göz kuruluğunun oluşmasına sebep olunuyor, hastane çıkışı arka kapı kitlenerek oradan çıkışı engelleniyor ve önceden örgütlenip hasta muayenesini terkeden şahıslarca protesto ettiriliyor. Bu görüntüler ortada ve somut delil niteliğindedir. Bu şahıslar hakkında gerekli tahkikat yapılarak en ağır cezalar verilmelidir. Hatta devlet memurlukları sona erdirilmelidir. Uzman Çavuşumuza önerimiz bu personelin hepsine hem maddi hem manevi tazminat talepli dava açmalıdır. Uzman Çavuşun hastane çıkışındaki perişan hali ortadadır ve vicdanlar bu görüntüyü kabul etmemektedir.

Biliyorsunuz Osmaniye'de Bir Savcıyla yine bir doktor arasında buna benzer bir olay kamuoyuna yansımıştı. Mahkeme sürecinde bu doktorun yanında kim vardı biliyor musunuz? Bakın resme ve tanıyın. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı. Şebnem hanıma soralım şimdi Muğla'daki hastanenin kapısına gidip Uzman Çavuşumuz için de bir açıklama yapacak mısınız?

Görüldüğü gibi hastalarımıza uygulanan şiddet vahim bir duruma gelmiştir. Sağlıkta şiddet yasası biran önce revize edilerek kötü niyetli kullanımı engellenmelidir. Sağlık Bakanlığının başına insan haklarına saygılı bir hukukçu atanmalıdır. Muğla'da yaşanan olayların sorumluluları ve twitterda paylaşım yapan(uzman çavuşa gerekli ilgiyi gösterin diyen vb.) kendisine doktor diyen şahıslar hakkında ivedilikle yasal işlem başlatılmalı, insan canına kast eden bu paylaşımlara en ağır cezalar verilmelidir.

Yurt dışına çıkarız söylemlerini ise anlatalım kamuoyu bilsin. Avrupa ülkelerinde burada alınan diplomaların hiçbir değeri yoktur o yüzdem örneğin çıkıp ta Almanya’da doktorluk yapılamaz. Hatta Profesör olsanız dahi Almanya’da bir geçerliliği bulunmamaktadır. Ancak orada tekrar okur yeterlilik sınavlarını başarırsanız doktor olarak çalışabilirsiniz. Buda yıllarca sürecektir. Avustralya’da 3 yıl boyunca hayvanat bahçesinde bekçilik ve hayvan bakıcılığı yapmak zorunda olan doktor arkadaşlarımızın hikâyeleri kamuoyuna yansımıştır. Kaldı ki Avrupa’da; insana, hastaya, insan hayatına değer vermeyen birine asla ve kata doktorluk yaptırılmaz. Çünkü bir insan hakkı olan hasta ve yakınları orada sürekli bilgilendirilir. Hasta azarlanmaz, yakınının yüzüne bile bakmadan cevap vermemezlik yapılmaz…

Bu sorunun ki artık Milli Güvenlik Sorunu haline gelmiştir. Köklü çözümü için Önerilerimizi sıralarsak:

1) Her üniversiteye Tıp Fakültesi açılmalıdır. Yeni kurulan üniversitelerin açılış onayı için Tıp Fakültesi kurma şartı getirilmelidir.

2) Özel üniversitelerin Tıp Fakültesi fiyatları makul bir seviyeye getirilerek YÖK tarafından belirlenmelidir.

3) Tıp Fakültesi kontenjanları acilen artırılmalıdır.

4) Ülkemizde bulunan geçici sığınmacılardan doktor olanlar derhal sağlık kuruluşlarımıza doktor olarak atanmalı ya da sözleşmeli olarak çalıştırılmalıdır.

5) Ukrayna ve Rusya tıpta çok ileri ülkelerdir. Doktor olan Rus ve Ukrayna vatandaşlarına başvuruları halinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilerek sağlık kuruluşlarımıza atanmaları sağlanmalıdır.

6) Yurt dışındaki vatandaşlarımızdan doktor olanlar(gurbetçilerimizin çocukları, torunları vb.) ülkemize geri çağrılmalı kadrolu olarak atamaları yapılmalıdır. Buna rağbet olmaması durumunda dahi bu çağrıyı devletimiz yapmalıdır.

7) Sağlık Bakanlığına İnsan Haklarına değer veren bir hukukçumuz atanmalıdır.

8) Sağlıkta şiddet yasası acilen revize edilerek kötü kullanım engellenmelidir.

9) Muğla, Bandırma gibi hastanelerde yaşananlara sebep olan şahıslar ve twitterda insan yaşamına kast eden paylaşımlarda bulunanlara en ağır cezalar verilmelidir.

10) Türk Tabipleri Birliği gerekli kanuni düzenleme sağlanarak kapatılmalı yerine başka bir mesleki yapı kurulmalıdır.

Unutulmamalıdır ki; yaşam hakkı her şeyden önceliklidir…