Diyoruz ki; kariyer olsun, liyakat olsun... İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe müdürü ve diğer yöneticiler torpille, adam kayırmayla bir yerlere gelmesin. Gelmesin ki yöneticisi değerli olsun. Haliyle öğretmeni değerli olsun. İl Milli Eğitim Müdürüne laf söyleme cesaretini ve gücünü bulan insan tabi ki öğretmen için de söyleme yetki ve haddini kendinde bulur. Bu anlayışla ne eğitim düzelir ne çocuklarımız ne de geleceğimiz...

Dün kamuoyuna bir haber düştü; haber Afyon ilimizdendi ve haberde İl Genel Meclisi Üyesi Ali Altan'ın, İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın’ı eleştirerek, “Kaç yıldır Metin Bey’in, şahsi kanaatim Afyon’a artık yük gözüyle değerlendiriyorum. Hiçbir katkı sunmuyor. Eğitim-öğretimde sıfırız. Benim şahsi kanaattim, gitmesi lazım” dediği yer alıyordu.

Merak ettik; Ali Bey'in eğitimle ilgili geçmişini, aldığı eğitimi araştırmaya başladık. Çünkü sadece il milli eğitim müdürü eleştirilmemiş, eğitim-öğretimde sıfırız cümlesi kurulmuştu hatta şahsi kanaat bile ortaya sunulmuştu. Demek ki Ali Bey eğitim konusunda eğitim almış, konu hakkında uzman ve yetkili bir kişiydi. Araştırdık tabi... 

Sonuç mu? Ali Bey'in lokanta işletmecisi olduğunu öğrendik. Evet, evet yanlış duymadınız lokanta işletmecisi... ve yapılan açıklama eğitimle alakalı...

Öğretmenlerimiz neden bu halde öyle mi? Bence çok araştırmayın ve bu haberi okuyup değerlendirin. Öğretmenlerimizden bazıları; bir makam, bir koltuk için bilmem ne parti üyesinin peşinde koşmaya çalışırsa, bilmem ne sendikasının yöneticisine el pençe divan durursa olacağı budur.

Bizce çok düşünmeyin. Ne diye mi? Eğitim niye bu halde, öğretmenlerin saygınlığı neden azaldı diye tabi ki...

Öğretmenlerimiz, göz bebeklerimiz, çocuklarımızı önce Allaha sonra sizlere emanet ettiklerimiz, lütfen değerinizi bilin. Kimseyi küçümsemek ne haddimiz ne hakkımız ama eğitimde ayakkabı boyacısı, kasap, manav, lokantacı değil sizin söz hakkınız olsun.

Lütfen... Çocuklarımız için ülkemizin aydınlık geleceği için...