memurdavalari: Feridun Bey öncelikle merhabalar. Hukuk nasıl bir alan, ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz. Mesleğinizden memnun musunuz?

F.F.A.: Merhabalar, hoş geldiniz.Hukuk çok sevdiğim bir alan. Nedeni ise insanlara yardımcı olmak güzel bir duygu. Özellikle de mağdur edildiğine inandığınız insanlara destek olmak, onların mağduriyetine son verebilmek belki de dünyanın en güzel hazzı, zevki. Bunun maddi karşılığı yok. Üniversite yıllarında şöyle bir söylemimiz vardı bu söyleme aynen katılıyorum. Hiçbir peygamber bir mesleği öğretmek için Allah tarafından yer yüzüne gönderilmemiştir. Fakat tüm peygamberler insanlığa hukuku, adaleti öğretmek için gönderilmiştir. Bu anlamda hukukçular ve eğitimciler peygamber mesleği icra etmektedirler. Diğer sorunuza gelince; aklınıza gelecek hatta gelemeyecek her türlü olayla karşılaşmaktayız. 

M.D.: Bildiğiniz gibi biz yayın politikası olarak özellikle memurlarımıza hitap etmekteyiz. Memur davaları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

F.F.A.: Memur davaları isminizden de belli evet(gülüşmeler)... Memur davaları değil de biz bunu idari davalar olarak nitelendirirsek daha iyi olur diye düşünüyorum. Maalesef idari davalarla da çok sık karşılaşmaktayız. İdari davalar ilgi alanımıza giriyor, seviyoruz. Çünkü güçsüz olanın yanında yer alıyorsunuz. Güçsüzün yanında yer alıp ona güç katabilmek bahsettiğim gibi benim için büyük bir haz. Bildiğiniz gibi idareler memurlarımız karşısında soyut bir varlık olarak yer almakta ve her ne kadar idari işlemi bir amir gerçekleştirse de bu kişi devletin gücünü kullanmaktadır. Memurlarımızın bir çoğu bu yüzden ne yapacaklarını bilememektedirler. Memurlarımıza idari davalarında daha sakin olmalarını ve özellikle bu alanda yetişmiş hukukçularımızdan yardım almalarını öneririm. Son olarak bu konuda şunu belirtmeden geçmek istemiyorum; memur arkadaşlarımız idari davalarında ya da çekişmelerinde daha suhuletli davranıp, analitik düşünmeliler ve kişisel husumetten özellikle kaçınmalıdırlar. 

M.D.: Sevmediğiniz bir dava türü nedir desek?

F.F.A.: Bu sorunuza hiç düşünmeden boşanma davaları derim( gülüşmeler...). Bu söylemimi kısaca açıklamak isterim. Evlilikler güzel başlıyor fakat boşanma sürecinde o mutlu, sevimli çiftlerin tüm kötü tarafları ortaya çıkıyor. Maalesef yargı süreci de uzun sürünce yeni sorunlar hatta çekişmeler ortaya çıkıyor. Buradan yasa koyucuya öneride bulunmak isterim. Belki okuyan olur. Yasa koyucu makamında şimdilik olmadığımıza göre (kahkahalar)... Boşanma davalarının istisnasız tümü bir dramdır. Mahkemelerimiz boşanmayı derhal karara bağlamalıdır. Örneğin ilk duruşmada boşanma gerçekleşmelidir. Fakat; nafaka, mal tasviyesi, velayet açısından dava yürümelidir. Kısacası boşanma ivedilikle gerçekleştirilmeli, hatta talep bile yeterli olmalı ki zaten dava yönünden yürüyecekleri saydım. O konular üzerinden çekişme devam edebilir. Unutulmamalıdır ki bizler insanlarımıza yardımcı olmak için varız sorunları büyütmek ve yıpranmışlıklarını artırmak için değil.  

M.D.: Memurlarımıza bu konuda tavsiyeniz var mı?

F.F.A.: Başta belirttiğim gibi boşanma davalarını sevmiyorum,ilgilenmiyorum fakat maalesef tanıdıklar vasıtasıyla bir şekilde bulunuyoruz. Sorulara muhatap oluyoruz. Size kısa bir anekdot anlatayım herkes bu anlatımımızdan çıkarımını yapsın. Bir bayan memur(tam mesleğini söylemezsek iyi olur diye düşünüyorum). Bir yıl kadar önceydi, bizi buldu eşinden boşanmak istediğini söyledi.  Bir yıllık evli. Çocukları olmuyormuş vb. ben diyor erkek eşten nafaka alabilirmiyim diye soruyor. Eşin ne iş yapıyor diyorum. Çalışmıyor diyor. Sigortası var mı? Yok diyor. Kısacası hiçbir geliri yok değil mi? dediğimde. Evet cevabını aldım. O zaman sen ona nafaka vermek zorunda kalabilirsin dediğimde. Büyük bir şaşkınlıkla bayan nafaka öder mi? diye soruyor. Neden ödemesin dediğimdeki üzüntüsünü sizlere tarif edemem. Maalesef toplumda sadece erkek eşin nafaka ödeyeceğine dair bir anlayış var, tabi ki bu bilginin yanlış olduğunu yaşayarak ve acı tecrübelerle öğreniyor insanlarımız.

M.D.: Bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.