Gün geçmiyor ki öğretmen şiddete uğramasın...

En son Eyüp Sultan’da okul müdürü İbrahim Oktuganın eski öğrencisi tarafından silahla öldürülmesi bizleri en derinden üzdü... Eli kalem tutan topluma ışık saçan bir eğitimciye atılması gereken tek şey ciceklerdir. Ama maalesef artık öyle bir hale gelindi ki silahla çok rahat bir şekilde eğitimci arkadaşlar silahlı saldırıya uğrayabiliyor ve sonucunda öldürülebiliyor. Çok acı ama biz eğitimciler bir başka eğitimci arkadaşımızın öldürülmesinin acısını yazmak zorunda kalıyoruz... Lider Eğitimci Yazarlar Derneği olarak “ Öğretmene Şiddeti Önleme Kanunu" nün bir an evvel çıkartılmasını bekliyoruz.

Ülkemizde en çok değer verilen mesleklerin başında öğretmenlik geldiği söyleniyor ama gerçekte ise bunun tam tersi yaşanmakta ve her geçen gün daha da vahim bir tablo kendini göstermeye başladı. 

Birden bire gelişen bir olay gibi gözükse de aslında okullarımızın ne kadar da güvenliksiz olduğunu ve daha da önemlisi öğrenci ile eğitim profilimizin nerelere doğru gittiğinin acı şekilde göstergesi oluyor. Çünkü okul müdürü arkadaşımızı güpegündüz ve okulun açık olduğu sırada öldüren bu eski öğrenci bu rahatlığı nereden buluyor! Bu durum üstüne olayı belkide Sayfalarca yorumlayabiliriz ama başka söz söylemeye gerek bile yok her şey ortada…

 İbrahim Oktugan müdürümüz ne yazık ki eğitimde ilk şehidimiz değil ve üzülerek belirtiyoruz son da olmayacak. Çünkü gün geçmiyor ki bir öğretmen saldırıya uğramasın. Bu saldırılar sonucu ise ya yaralanıyor öğretmenler ya da bu olayda olduğu gibi şehit ediliyor. Bir kaç yıl önce 24 Kasım öğretmenler günü dahi Gaziantepte bir öğretmen öğrencisinin velileri tarafından darp edilmiş ve yoğun bakıma kaldırılmıştı. Yani 24 Kasım da dahi öğretmene şiddet pas geçilmemiş Antep’teki öğretmen nasibini almıştı. Türkiye’nin bir çok yerinde şiddete maruz kalıyor öğretmenler, görünen köy kılavuz istemiyor zaten gerek de yok yeter ki gözlerimizi kapatmayalım bu acı gerçeğe. Öğretmenler şiddete uğruyor, öğretmenler ÖLÜYOR!

Hatırlatmak çok acı ama unutmamamız gerekiyor. Kız öğrencisini öldürmeye çalışan eski erkek arkadaşından korumaya çalışan Kartal Endüstri Meslek Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Hüseyin Ağırman’ın silahla vurularak öldürülmesi. İzmir’in Karabağlar İlçesinde dersin ortasında öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülen 4 aylık hamile Rabia Sevilay Durukan öğretmenimiz. Kayseri’de lise son sınıf öğrencisinin yumruklu saldırısı sonucu başını kaldırıma çarpan okulun müdür yardımcısı Mehmet Aktaş’ın ölümü… Bu anekdotları çoğaltabiliriz. Belki de bu olaylardan çoğunu unuttuk hatta bu olayları ilk kez duyanlarımız bile vardır. Yani öğretmenler gerek fiziki gerekse psikolojik olarak şiddete uğruyor.

Her yıl bu şiddet olaylara, öğretmenlerimizin dayak yemesine hatta ne yazık ki öldürülmesine şahit oluyoruz. Öğretmenlerimize yönelen bu şiddet olaylarının önüne geçilmesi adına bazı araştırmaların ve önlemlerin alınması gerekiyor. Kanunlarda öngörülen cezaların niteliğinin öncelikli hedefi ve amacı olası suçların ve olaylara caydırıcı olması itibari ile önleyici olmasıdır. Bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığımızın Sağlık bakanlığında olduğu gibi caydırıcı ve önleyici nitelikte bir kanun hazırlayarak yürürlüğe koyması artık ihtiyaçtan öteye geçmiştir. Çünkü öğretmenlere yönelen şiddet olaylarının karşılığı ceza, yaptırımlar veya işleyen adli soruşturma süreci yetersiz kaldığı için şiddete başvuranlar gerisini düşünmeden kolaylıkla öğretmene saldırabiliyor. Fakat caydırıcı, ayrıca öğretmene özel şiddeti önleme kanun ve hükümleri olursa ve işlerliği toplumca bilinirse öğretmenlere şiddet olayları da doğu orantılı olarak azalacaktır.

Bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığımız da fazla zaman kaybetmeden “ Öğretmene Şiddeti Önleme”  kanunu hazırlamalıdır. Kanun çalışmasında ise Türk Ceza Kanununda uygulanan şiddet veya yaralayıcı/ölümlü olaylara öngörülen cezaların karşılığı olan hükümlere eğitim çalışanlarına uygulanmasına karşılık olarak artırımlı cezaların düzenlenmesi de yapılabilir. Yeter ki eğitim kurumlarımızda öğretmenlerimiz şiddete maruz kalmasın canından olmasın…

"Kamu veya özel eğitim Kurum ve kuruluşlarında görev yapan eğitim personeli ile yardımcı eğitim personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza kanununda yer alan Kasten yaralama tehdit hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında ilgili maddelere göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılır Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri ise uygulanmaz." şeklinde kanun düzenlemesi de yapılabilir.

Önleyici ve cezai tedbirleri öngören Öğretmene şiddeti önleme kanunu hazırlanmadıkça öğretmenler dayak da yiyor canından da oluyor. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımız ve devletimizin hassasiyetini biliyoruz, bu yüzden bu hassas konuda gerekli çalışmaların en yakın zamanda yapılacağına inanıyoruz.

Lider Eğitimci Yazarlar Derneği